Clubmax Paylaşım PlatFormu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Clubmax Paylaşım PlatFormu

Hoşgeldiniz, Misafir.
En Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01 1970
Toplam Mesajınız: 0


 

Kayıt OlAnasayfaPortalli*Latest imagesAramaGiriş yap

 

 uzun

Aşağa gitmek 
5 posters
YazarMesaj
Misafir
Misafir
Anonymous



uzun Empty
MesajKonu: uzun   uzun Icon_minitimeC.tesi Ekim 06 2007, 14:10

40 yaslarindaki kadin kalp krizi
  nedeniyle hastaneye yatirilmisti.. Kendinden geçmis
durumdaydi. Doktorlar kurtarmak için
çilginlar gibi ugrasiyordu...Tam bu
sirada Tanri kadina göründü.
"Yanina geliyorum Tanrim," diye inledi kadin.
"Hayir," diye cevap geldi yücelerden, "daha önünde 35 yil, 2 ay,
  8 gün var..."
Kadin nihayet kendine gelmisti. Doktorlar mutluydu. Kadin
daha da mutluydu. Biraz iyilesince kesenin agzini açti. Yüzünü
gerdirdi.
Liposuction yaptirdi.
Memeleri silikonla diklestirildi. Kadinin
israrlarina dayanamayan hastane
yönetimi bir kuaförün gelip saçlarini platine
boyamasina izin vermisti. Artik
bomba gibiydi kadin. Kendini çok iyi
hissediyordu.Hayatinin kalan
bölümünü mutlu
bir biçimde geçirmeye hazirdi. Nihayet
taburcu oldu. Disariya çikip
temiz havayi içine çekti. Taksiye binmek
üzere caddenin karsisina geçerken bir ambulans çarpti kadina.Vahimdi
durumu.
  Derin karanliga dogru kayarken sordu: "Ulu Tanrim, sen her seyi daha
iyi bilirsin, ama hani önümde daha 35 yil vardi"
Tanri'nin cevabi söyle oldu:
"Kusura bakma, Taniyamadim"

Her yılın son günü çoğumuz bazı kararlar alırız. Tertemiz, dokunulmamış
yeni bir yıl gelmiştir. Yeni yılın bize, eskimiş yılda yapamadığımız
pek çok şeyi yapma fırsatı vereceğini düşünürüz.

Her yılın son günü, yeni yılda yapmayı planladığımız şeyleri yazarız ya
da kafamızda sıralarız: İşimi değiştireceğim... Beni mutsuz eden
sevgilimi şutlayacağım... Kendi işimi yapacağım... Tatile yurtdışına gitmek
için para biriktireceğim... Evleneceğim/Boşanacağım... Çocuk
yapacağım... Bilgisayar kursuna gideceğim... Bir yabancı dili çok iyi
öğreneceğim... Spor yapmaya başlayacağım... Sağlıklı besleneceğim... Kilo
vereceğim/Kilo alacağım... Her hafta en az bir kitap okuyacağım... Yüksek
lisans
yapacağım... Sevmediğim işimi bırakıp, daha düşük maaşa sevdiğim işi
yapacağım...

Böylece uzar gider. Bunları yapmak aslında çok da zor değildir. Zor
olan alışkanlıklarımızı değiştirmektir. Bizi, biz yapan
alışkanlıklarımızı...

Planlarımız içinde bizi en çok zorlayacak olanlar "onay
beklediklerimiz"dir. Kendi istediğimiz hayat yerine başkalarının onayladığı
hayatı
yaşamak zorunda olduğumuzu düşünürüz. Ödeyeceğimiz bedel, nedense, elde
edeceklerimizden daha büyük ve daha önemli gelir.

Her yılın son gününde geride bıraktığımız ölülere bakarız. Soğukkanlı
bir katil gibi ideallerimizi öldürmüşüzdür. Katilden çok daha acımasız
biriyizdir. Çünkü ideallerimizi bir de kendi açtığımız mezarlara koyup,
gömeriz. Katilden çok daha ruhsuz biriyizdir. Çünkü her yılın son günü
ideallerimizi mezardan çıkartıp diriltmeye çalışırız.

Ölüleri diriltebilecek bir tek yol vardır. Onlara birer "cesaret
öpücüğü" vermek. Bizde öpücük vardır ama cesaret yoktur.

Elimizdekilerin gelecekte elde ettiklerimizden daha değerli olduğuna
kendimizi inandırmışızdır. Bunu yaparken aslında "daha iyisine" layık
olmadığımızı da kabul ediyoruzdur. Bizim değerimiz nedir ki?

Başkalarının onayladığı hayatı yaşamak kolayı seçmek, korkaklığı kabul
etmektir. Böylece kalabalık içinde kaybolup, vasatlar ordusunun bir
neferi olarak sonsuza dek mutlu yaşarsınız. Kalabalık içindeyken sizin
gibi olmayanları eleştirme cesaretiniz de sonsuzdur. Vasatlar
arkanızdadır. Sizden bir fazla düşünmüyorlardır. Aslında hepiniz bir
kişisinizdir.
Ödeyeceğiniz bedel size verilen zekanın önemli bölümünü paslanmaya
bırakmaktır, o kadar.

Zaman zaman ideallerimiz olur. Onlar akıllıdır, zengindir, yaratıcıdır,
başarılıdır, cesurdur vesairedir. Aslında tek belirgin özellikleri
onlarda öpücüğün yanı sıra cesaret de olmasıdır. Onlar gibi olmak
istediğimizi zannederiz. Onlar, her yılın son günü gömdüğümüz ölüleri
temsil
eder. Yani, gerçekte asla onlar gibi olmak istemeyiz. İçten içe onlardan
nefret ederiz.

Her yılın son günü eski mezarları açarız, ölüleri çıkarırız, sonra
onları yeni açtığımız mezarlara gömeriz. İdealler eskidir, mezarlar ise
taze

Neden...?


Neden bozulan otobüsün yolculari bizim otobüsümüze aktarildiginda
onlara
mülteciymisler gibi bakariz?


Neden her gördügümüz haritada hemen Türkiye'yi bulmaya çalisiriz?
Millet
olarak
Dünya'da kaybolma kompleksimiz mi vardir?


Neden insanlar birbirlerine sarilinca sag-sola sallanirlar?


Neden ögrenciler ilkögretimin besinci sinifina kadar ögretmene
"ögretmenim"
diye
seslenirken altinci sinifta bir anda "hocam" diye seslenmeye baslarlar?



Neden sinavlarda "4 yanlis bir dogruyu götürür" seklinde bir uygulama
ile
ögrenciler cezalandirilirlar da "4 dogru bil, bir dogru da bizden"
seklinde
bir
kampanya baslatilip zekaya ve riske girme cesaretine ödül verilmez?


Neden insanlar yagmur yaginca kafalarini egerler? Yagmura duyulan
saygidan
midir
yoksa ondan tirstigimiz için midir?



Neden dükkanini kapatip giden esnaf, kapiya "10 dakika sonra dönücem"
yazar,
ne
zaman gittigini nasil anlariz?



Televizyona çikan insanlar neden kendilerini Türkiye'deki bütün
insanlarin
izledigini sanirlar ? Örn: Su anda 70 milyon kisi bizi izliyor...


Neden gözlerinden öperim denir? Insan vücudunda öpülecek daha uygunsuz
bir
yer
var midir? Kimse kimseyi gözünden öpmüs müdür?


Dügünlerde neden "Dom Dom Kursunu" ile göbek atilmaktadir. "Bir avci
vurdu
beni,
bin avci beni yedi" gibi sözler esliginde kendinden geçen baska
milletler
var
midir?


Neden tüm Türk filmlerinde sevisme sahnesi tam baslayacakken duvardaki
tabloya
zum girilir? Kameraman hatasi midir, yönetmenin işgüzarliği mi?

Neden bazi kizlarimiz sirin bir hayvancagiz gördüklerinde
"inanmiyorum!"derler,
inanilmayacak olan nedir?


Cumartesi ve Pazartesi'nin neden kendi isimleri yoktur?

Neden neden nedeeeeen? Mutlu


  " Sana enerji vermeyecek hiç kimseyle birlikte olma..! "

Sabah sol gözümde bir agri ve biraz kanla uyandim.
Ögleden sonra solugu doktorda aldim.
Dünya tatlisi bir doktor.
Ilk bakista çözdü derdimi.
"Direnç kaybina bagli iltihaplanma..."
"Sorun gözünde degil aslinda..." dedi doktorum.
".... baktigin yerde .....Hep karanliga bakmaktan
feri sönmüs gözlerinin. Yilgin düsmüssün.
Yorgunluk mikrobu, seni gözünden vurmus".
Bu teshisin ardindan öyle bir reçete yazdi ki dostlar basina:  "Pozitif
düsüneceksin. Hayata sımıki sarilacaksin.  Isinden kafani kaldirip
sevdiklerinle
vakit geçireceksin.  Kendine yeni heyecanlar yarat. Sev, ki hücrelerin
yenilensin.
Sana enerji vermeyecek hiç kimseyle de birlikte olma..."

Eski bir Hint masaly Şöyle der :

Bir zamanlar çok büyük bir ressam varmis. Eserleri herkes tarafindan
begenilirmis. Ülkenin krali bile onu
Onur madalyasi ile ödüllendirmis. Ona Hintçe'de renklerin ustasi
anlamina
gelen "Ranga Charya" adi
verilmis. Ama hayranlari ona kisaca "Ranga Guruji" derlermis.
Ranga,yillar
içinde,alanindaki ustaligini
kanitlarcasina kendine özgün bir renk stili gelistirmis. Çok
çalismasi,
yorumu ve konuya kendini
vermesi, kendinden sonra gelenlere örnek olmus. Bir sanat okulu açmis
ve
orada ogrencilerine sanatin
inceliklerini ögretmeye baslamis. Belli bir müfredati ve süresi yokmus
okulun. Ögrencinin, yeteneginden ve
bilgisinden kendisi tatmin olduktan sonra, onu sanat dünyasina takdim
etmesi
okulun özelligiymis. Kendince
bir "Ögrenci Degerlendirme "yöntemi gelistirmisti. Bu, onun çalisma
yöntemi
gibi dünyada esi olmayan bir
yöntemdi. Bu okulda bir ögrenci olan

Rajeev çok aceleciydi. Allah vergisi bir yetenege sahipti ve Ranga'nin
aradigi özellikler dogrultusunda;
diger ögrencilerden çok daha hizli bir basari gösteriyodu. Ranga,
ondaki bu
gelismeden çok memnundu.
Çok övgü ve tesvik almaktan dolayi Rajeev merakla Ranja Guruji'nin
onu
artik
bir ressam olarak ilan
edecegi ve hayatinin bu sekilde devam etmeye baslayacagi günü
bekliyordu.
Bir gün, çok kibar birsekilde Ranga Guruji'ye final uzmanlik sinavini
ne
zaman alacagini sordu. Ranga gülümsedi ve dedi ki:

"Rajeev,sen benim gelecek vaad eden ögrencilerimden birisin. Çok kisa
sürede
sanatin inceliklerini
ögrendin.Sanirim simdi final sinavinin zamani geldi."

"Sinav konumun ne oldugunu söyler misiniz,Guruji? "

Rajeev mutlulugunu ve heyecanini saklamakta zorlaniyordu. Ranga
"Rajeev,bir
resim yapmani
istiyorum,bu senin en iyi resmin olmali ve herkes hayran kalmali.
Simdi
acele etme ve hayatinin
saheserini yap." dedi.

Rajeev gece gündüz çalisti; en güzel resmini yapti ve Ranga Guruji'ye
getirdi. Ranga:

"Simdi bunu sehrin meydaninda halkin begenisine sun."dedi.
"Insanlarin
senin
eserini görmelerine izin
ver. Resmin altina büyük ve koyu harflerle, bu resmin halkin
degerlendirmesi
için oraya konuldugunu ve
resimdeki hatalarin, izleyenler tarafindan resmin üzerine bir "X"
çizerek
belirtilmesini rica ettigini yaz."

Rajeev Ranga'nin dediklerini yapti. Resmi sehrin en merkezi yerine
koydu.
Birkaç gün sonra Ranga gidip onu
getirmesini söyledi. Rajeev meydana giderken çok heyecanliydi.Ancak
oraya
vardiginda çok büyük bir
hayal kirikligina ugradi.Tüm resim bastan asagi X isaretleriyle
doluydu.
Basarisizligi böylece
anlasilmisti. Büyük bir kalp kirikligiyla resmi Guru'ya gösterdi.

Ranga O'na asla umutsuzluga kapilmamasini ve yeniden bir resim
yapmasini
tavsiye etti. Rajeev yeni bir
sanat saheseri daha yapti. Ranga daha önce söyledigi seyleri
tekrarladi.
Ancak en son satirda degisiklik
yaparak... Bu kez Rajeev'e resmin yanina boya ve firça da koymasini
söyledi.

Resmin altina yazdigi mesajda izleyicilerin hatalari bulmasi ve resmin
yaninda bulunan malzemeleri
kullanarak düzeltmeleri istenmisti. Birkaç gün sonra Rajeev resmi
almaya
gittiginde sasirdi. Çünkü resmin
üzerinde hiçbir isaret olmadigi gibi yanina konulmus olan malzemelere
de hiç
dokunulmamisti. Rajeev resmi
Guru'suna sunarken çok mutlu olmus ve kendine güven dolmustu.

Ranga yine gülümsedi ve "Rajeev bugün ögrenmis oldugun bu dersle
birlikte
artik senin egitimin tamamlandi."
dedi. "Sevgili oglum,eger bu dalda mükemmellik ve yücelik istiyorsan
sadece
sanatta ustalasmis olman
yetmez. Ama insanlarin, eline firsat verildiginde hiçbir sey
bilmedikleri
bir konuda bile elestirip,
degerlendirme egiliminde olduklarini da ögrenmen gerekir."

"Eger dünyayi seni yargilayacak kisi olarak kabul edersen hep hayal
kirikligina ugrarsin. Insanlar
hiçbir bilgisi ve ciddiyeti olmadan yargilamalarda bulunur ve
birbirlerine
fikirlerini söylerler. Senin
ilk resmini X lerle doldurdular. Cünkü onlari engelleyecek hiçbir risk
yoktu. Ve çogunun bu konuda
hiçbir yetenegi ve bilgisi de yoktu. Ama onlara sunulan bu firsati
memnuniyetle degerlendirdiler. Ama
ayni insanlar,hatalari bulup düzeltmeleri istendiginde hiç biri bunu
yapmadi.Çünkü bu kez onlarin bilgisi ve
yetenegi risk altindaydi; bu konudaki eksikliklerini göstermekten
çekindiler. Uzak durmayi tercih ettiler."


Ranga devam etti:"Böylece sevgili oglum, senin azmin, senin
yeteneklerin,
senin bilgin, senin sanat
alanindaki çabalarin, senin çok çalismanin ve içten ugrasilarinin
degerli
bir ürünüdür. Bunu dünyaya
bedava sunma. O zaman çalisman ilk resminin ugradigi sonuca ugrar.
Kendinin
yargici ol ve degerini kendin
belirle ama bunu adalet ve esitlik ilkeleriyle yap. Ve böyle
davrandiginda
seni temin ederim ki asla ne
kendin ne de eserinle hayal kirikligina ugrarsin."

"Tanri seni korusun!Oglum."

Rajeev'in gözlerinde saygi ve nese dolu yaslar vardi.Kalbinin
derinliklerinde, eger bu son dersi
almasaydi egitiminin eksik kalmis olacagini hissediyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mazlum
Özel Üye
Özel Üye
mazlum


Erkek
Mesaj Sayısı : 1193
Yaş : 32
Nerden : ANTALYA
Hobi : Futbol Basketbol Pc oyunu
Meslek : ögrenci
Kayıt tarihi : 07/08/07

Özellikleriniz
Foruma Katılım %si::
uzun Left_bar_bleue100/95uzun Empty_bar_bleue  (100/95)

uzun Empty
MesajKonu: Geri: uzun   uzun Icon_minitimeC.tesi Ekim 06 2007, 16:49

paylasım ıcıın saol


En son tarafından Paz Ekim 07 2007, 11:08 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://clubmax.all-up.com/
irOo_05
BaşkanBaşkan
irOo_05


Kadın
Mesaj Sayısı : 2156
Yaş : 32
Nerden : Evden...
Hobi : gitar çalmak,rock müzik dinlemek
Meslek : öğrenci
Kayıt tarihi : 04/09/07

Özellikleriniz
Foruma Katılım %si::
uzun Left_bar_bleue100/100uzun Empty_bar_bleue  (100/100)

uzun Empty
MesajKonu: Geri: uzun   uzun Icon_minitimeC.tesi Ekim 06 2007, 18:12

teşekkürler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
hebun_302
Co-Admin
Co-Admin
hebun_302


Erkek
Mesaj Sayısı : 1354
Yaş : 32
Nerden : antalya
Hobi : Güzel olan herşey
Meslek : Öğrenci
Kayıt tarihi : 03/08/07

Özellikleriniz
Foruma Katılım %si::
uzun Left_bar_bleue100/100uzun Empty_bar_bleue  (100/100)
uzun Empty
MesajKonu: Geri: uzun   uzun Icon_minitimeC.tesi Ekim 06 2007, 23:52

tşk
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://clubmax.all-up.com
rant
Moderatör
Moderatör
rant


Erkek
Mesaj Sayısı : 942
Nerden : antalya
Hobi : SAGOCU
Meslek : amele :D
Kayıt tarihi : 29/08/07

Özellikleriniz
Foruma Katılım %si::
uzun Left_bar_bleue100/79uzun Empty_bar_bleue  (100/79)

uzun Empty
MesajKonu: Geri: uzun   uzun Icon_minitimePaz Ekim 07 2007, 00:09

Çok Mutlu paylasım ıcın saol Çok Mutlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
bilal_fb
Özel Üye
Özel Üye
bilal_fb


Erkek
Mesaj Sayısı : 1128
Yaş : 31
Nerden : ANTALYA
Hobi : spor muzık kıtap okumak
Meslek : öğrenci
Kayıt tarihi : 11/08/07

Özellikleriniz
Foruma Katılım %si::
uzun Left_bar_bleue100/85uzun Empty_bar_bleue  (100/85)

uzun Empty
MesajKonu: Geri: uzun   uzun Icon_minitimeSalı Ekim 30 2007, 19:44

paylaşim için saol
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hebunhack.forumonline.biz
 
uzun
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Clubmax Paylaşım PlatFormu :: Eğlence :: Fıkralar-
Buraya geçin: